tahtapod.com | Blog
Fesli ve cücükleri konusuna devam edelim.
12 Eylül öncesi bu mücahit takım kuytu köşelerde saklanırken altan alta da çalışmalarını aksatmıyordu. Özellikle medya konusunda çok sıkı çalışıyor ve gerçekten önemli bir başarı kazanıyordu. Bizler ise sokaklarda (kendimize göre) kavga veriyorduk. Hatta bu cücükler abdestli namazlı diyerek zaman zaman koruyup kolluyorduk. Ne olduysa 12 Eylül ile oldu. Onlar dışarıda bizim yiğitler içeride. Onlar artık güç kaznıyor bizimkiler işkence altına alınıyordu. Bizim kısmetinize yine acı düşmüştü.
"Kendi gitti cücükleri kaldı yadigar."
Gaziantep'te bir imamın söylediklerini hatta daha ağır ifadeleri çok duyduk. Belli ki o zamanlar işin ciddiyetini ve boyutlarını tahmin edemedik.
Peki bu mesele bugünün meselesi mi? Türklük ve Atatürk düşmanlığı bu insanların dna'larına işlemiş. Aslında varlıkları da bu düşmanlığı körüklemeye bağlı.
Peki bu insanlar bugünlere nasıl geldi?
Bu insanlar bilerek veya bilmeyerek bir projenin ürünleri olarak piyasaya sürülmeleri çok yeni değil aslında.
Kanımca 1 Mayıs işçiyi, onun emek ve alınterini sömürü düzenine karşı korumak isteyenler ve onlara "gomünist, anarşik" diyenlerin ironik handikapıdır. Neticede o topraklar,
'işçi köylü hep hazırız, bozuk düzene karşı,
halk savaşı vereceğiz emperyalizme karşı'
diyen Deniz'i, anarşik diye ispiyonlayan topraklardır... Kavram kargaşası içinde, boğulup giden, toplum mühendisliği kobayı bu ziyan halk, "din elden gidiyorcuların" galeyanına gelip, aman gavur olmayalım diyerek amerikan kapitalizminin ve yayılmacılığının dayatması 'sağ'a dinamo olmayı tercih etmiştir. Sahi sağ, ülkemizde amerikan emperyalizmine emniyet subabı olmaktan gayrı ne yapmıştır?
Ben pek bişey bulamadım okuduğum kitaplarda... 6.filo secdecilerine sormak lazım bir de.